Nasıl “daha yaratıcı” olunur?
- heihei agency
- Mar 26
- 5 min read

Uzun süredir sektörel konularda bilgi paylaş(a)mamış olmanın yaptığı psikolojik baskıyla bir yazı dizisi oluşturmaya karar verdim. Başlangıcı ise tabi ki konunun en temeliyle, “yaratıcılık” dediğimiz kavramla yapmak istedim. Aslında bu konuda yazmak yerine, podcast mi kaydetsem derken hayatımın bugünlerde 65cm’lik bir cüce (oğlum) tarafından ele geçirilmiş olduğu ve yazmanın podcast kaydetmekten çok daha kolay ve görece kısa süreceğini düşünerek eski dostuma, not defterime geri döndüm. Şunun şurasında dijital ya da geleneksel fark etmeksizin not defteri kullanan kaç kişi kaldık? Bana göre yaratıcı olabilmenin temeli tam da burada yatıyor. Bir not defterine sahip olmak ve aklına gelen şeyi, beğendiğin bir alıntıyı, sana ilham veren bir içeriği buraya yazarak kendin için bir kaynak oluşturmak. Bu yazı dizisini, sektörümden kendini geliştirmek ya da bu alanda çalışmak isteyen arkadaşlarıma yol göstericisi olmak kadar, sosyal medyada kendi içeriklerini kendi üreten, profesyonel bir destek almadan yaratıcı içeriklere sahip olmak isteyenlere yardımcı olmak için de kaleme alıyorum.
Şimdi gelin biraz daha derine dalalım: Biz neye içerik diyoruz?
Sosyal medyada tüketim malzemesi olan her şeye içerik diyoruz. Başlangıçta bu böyle değildi elbette, içerik bir zamanlar sadece arama motoru optimizasyonu için üretilen makalelerin adıyken, zaman içerisinde bu kavramın içi giderek daha dolu hale geldi. Tabi bununla birlikte literatüre bir de “yaratıcı içerik” kavramı eklendi. Kıymeti kendinden menkul… Ne olduğu üzerine konuşmadan önce, ne olmadığına değinmek isterim: Yaratıcı içerik, eşi benzeri olmayan, daha önce kimse tarafından düşünülmemiş, kimse tarafından ortaya konmamış, aklından dahi geçmemiş içerik değildir. Yaratıcı içerik dediğimiz şey, ilgi çekici şekilde tasarlanmış içeriktir. Tabi ki özgün ve yenilikçi olması tercih edilir. Bu tür içerik, izleyicinin veya hedef kitlenin ilgisini çekmek, onları etkilemek ve düşündürmek amacıyla özgün fikirler, teknikler veya bakış açıları kullanarak üretilir. Genellikle sıradanın ötesine geçer ve görsel, metinsel ya da işitsel unsurların özgün bir birleşimiyle şekillenir. Burada başka bir “ne değildir”in de altını çizmek isterim: yaratıcı içerik sadece metin de değildir. Sadece bir metin olabileceği gibi, sadece bir görsel unsur, bir işitsel unsur ya da bunların birleşimi olabilir.
İyi bir yazar olabilirsiniz, iyi bir çizer olabilirsiniz, ama iyi bir düşünür değilseniz, yeterince yaratıcı içerikler üretemezsiniz. Yaratıcı bir içerik, ortaya çıkmadan önce düşün dünyasında şekillenir. Her şeyden önce zihnimizi boşaltmayı, oradan oraya uçuşan düşünceleri durdurmayı, kendimizi odaklamayı başarıp başaramadığımızı görmemiz önemli. Odaklanamayan zihin yeni bir üretmekte zorlanacağı gibi, odaklanan bir zihne göre buna ayıracağı zaman da fazlalaşacaktır. Haliyle zaman değerli ve günün sonunda “aman ne kafa yoracağım ChatGPT’ye sorarım”a bağlanmaması için odaklanabilme kabiliyeti önemli. Dikkatinizi dağıtan unsurları ya da odaklanmanıza olanak sağlayan ortamları keşfederek yola çıkabilirsiniz. Albert Einstein'ın kitaplarını yürüyerek yazdığına dair yaygın bir anlatı vardır. O yaratıcı düşünme sürecinin bir parçası olarak yürüyüş yapmayı tercih etmiştir. O kadar uzağa gitmeden ülkemizden de benzer bir örnek verebilirim, Yaşar Kemal de kitaplarını kaleme almadan önce uzun yürüyüşler yapar, aklında o hikayeyi tamamlamadan kalemi eline almazmış. Bu tercih bana mantıklı ve makul geliyor. Yürüyüş diyorsam öyle doğaya kaçmanıza da gerek yok, fırsatınız varsa tabi ki daha iyi, doğa yaratıcılığı besleyen en kıymetli unsur, ama yoksa sokaklar bizim.
Yaratıcı içerik üretmenin en kritik adımı, ilham ve fikir aşaması. Austin Kleon, "Steal Like an Artist" kitabında, yaratıcılığın bir keşif ve etkileşim süreci olduğunu vurgular. “Her yeni fikir, geçmişteki fikirlerin birleşiminden doğar,” der Kleon, yaratıcı süreçte taklitten kaçmanın, aynı zamanda yeni bir şeyler üretmenin zorlayıcı olacağını ifade eder. Bu bağlamda, her yaratıcı içerik üretici, önceki fikirlerden beslenmeli ancak onlara kendi özgün bakış açısını katmalıdır. Bu görüşe kesinlikle katılıyorum. Pek çok ressam kendi özgün eserlerini ortaya koymadan önce, beğendiği ressamların eserlerini taklit ederek pratik yapmıştır. İlham klasörü yine burada devreye giriyor. Beğendiğiniz, yaratıcı bulduğunuz, kıymetli gördüğünüz içerikleri ilham klasörünüze atmayı ve bir gün ihtiyacınız olduğunda çıkarıp kullanmayı deneyin. Tabi ki onları özgünleştirerek, yeni bir form vererek… Yaratıcılık, sadece doğal bir yetenek değil, aynı zamanda pratiğe dayalı bir süreçtir.
“Nasıl daha yaratıcı oluruz”a madde madde toparlamak gerekirse eğer;
Farklı perspektiflerden bakmayı alışkanlık haline getirin
Yaratıcılığınızı artırmanın en etkili yollarından biri, aynı olaya veya duruma farklı açılardan bakabilmektir. Başkalarının fikirlerinden esinlenebilirsiniz, ancak bu fikirleri kendi tarzlarına göre dönüştürmelisiniz. Farklı alanlardan ilham almak, sıradan bakış açılarından sıyrılmanıza yardımcı olabilir. Bu, sadece sanatla ilgili değil, her alanda geçerlidir.
Günlük alışkanlıklarınızı gözden geçirin
Yaratıcılığı tetikleyen bir diğer önemli unsur, güncel alışkanlıklarınızdır. "The Creative's Guide to Starting a Business” kitabında Harriet Kelsall, yaratıcı süreçlerin düzenli alışkanlıklarla daha verimli hale geldiğini vurgular. Her gün belirli bir zaman diliminde yaratıcı bir etkinlikle ilgilenmek, beyninizi yeni fikirler üretmeye hazır hale getirir. Her sabah birkaç dakika boyunca serbest yazı yazmak, yeni düşünceler ve yaratıcı fikirler üretmenizi sağlayabilir. Daha da iyisi günlük tutmaktır.
Hata yapmaktan korkmayın
Yaratıcılık, denemeler ve hatalarla beslenir. Büyük fikirler, hata yapma cesaretiyle başlar. İnsanlar genellikle mükemmel sonuçlar elde etmek ister, ben yaratıcı sürecin en değerli kısmının deneme yanılma yoluyla öğrenmek olduğuna inanıyorum. Yaratıcı olmak için, fikirlerinizi test etmekten ve bazılarını yanlış yapmaktan korkmamalısınız.
Farklı alanlarda bilgi edinin
Yaratıcılığı artırmanın bir yolu da farklı alanlarda bilgi edinmektir. Bir mühendislik öğrencisi, bir sanatçının bakış açısına, bir sanatçı ise bir matematikçinin düşünce tarzına meraklı olursa, her iki taraf da yaratıcı düşünceler geliştirebilir. Kimi zaman ilham, tamamen farklı bir alandan gelir. Çeşitli kitaplar okumak, farklı kültürleri incelemek veya başka bir beceri öğrenmek, yeni fikirler üretme noktasında sizi güçlendirebilir. Zaman zaman ajansta çalışırken aynı masayı paylaştığım yazılımcı arkadaşımı hatırlat ve ona teşekkür ederim. Öğrettiği basit seviyede kod yazma/düzenleme bilgisi bile zihnimde parçaları daha iyi birleştirebilmeme yardımcı oldu. Yazım ilgisini çeker ve buraya kadar okursa eğer sürpriz olsun isterim: evet Mami senden bahsediyorum!
Zihinsel engelleri kaldırın
Yaratıcılığınız, zihinsel engeller tarafından sınırlanabilir. Kendisini "yaratıcı değilim" diyen bir kişi, aslında sadece geçmişteki başarısızlıkları nedeniyle bu düşünceye kapılmış olabilir. Kleon, “Herkes yaratıcıdır, önemli olan ne kadar cesur olduğunuzdur,” diyerek, herkesin yaratıcı olma potansiyeline sahip olduğunu bir kez daha hatırlatır. Kendinizi sınırlayan düşünceleri bir kenara bırakmak, yaratıcı potansiyelinizi keşfetmenizi sağlar.
Beyninizi farklı modlara sokun
Yaratıcı düşünme, beynin farklı modlara geçmesini gerektirir. Bu, "odaklı" düşünmeden "serbest" düşünmeye geçmek anlamına gelir. Zihninizi yaratıcı bir hale getirmek için bazı rahatlatıcı aktiviteler yapmak oldukça faydalı olacaktır. Tıpkı yukarıda bahsettiğim gibi yürüyüşe çıkmak, meditasyon yapmak veya yalnızca dinlendirici bir müzik dinlemek beyninizin rahatlamasına ve yaratıcı düşünceye kapı açmasına yardımcı olabilir.
Zihinsel esnekliğinizi geliştirin
Yaratıcı düşünme/üretme konusunda benim en güçlü silahım farklı parçalar arasında bağlantı kurabilme yeteneğim. Sanırım bunu puzzle ve yap-boz’lar için çocukluk sürecimde harcadığım zamana borçluyum. Puzzle, LEGO ya da diğerleri, parçaları birleştirmenize olanak sağlayan aktiviteler zihinsel esnekliği geliştirmeye olanak sağlar. Düşünme sürecinde işe yaramayan birçok parçayla (fikirle) karşılaşabilirsiniz. Burada farklı bir yaklaşım belirlemek ve uygun olmayana kısa sürede veda etmek için zihinsel olarak esnek olmanız gerekir. Esneklik zihnin sürekli yeni bağlantılar kurmasına izin verir. Dağınık bir puzzle düşünün, sıradaki uygun parçanın hangisi olduğunu bulmak için pek çok yanlış parçayla göz göze gelirsiniz, bu esnada o parçalardan bilgileri hafızanıza atarsınız, doğru parçanın nasıl olduğuna dair zihninizde bir çözüm üretirsiniz. Bağlantı kurma becerisi sadece daha yaratıcı olmanızı sağlamakla kalmaz, daha çözüm odaklı olmanızı da sağlar. Etrafınızdaki örneklere bir bakın, yaratıcı işlerde çalışan ya da sizin ona yaratıcı sıfatı addettiğiniz kişiler aynı zamanda problem çözme becerisi yüksek olan kişilerdir.
Geri bildirim alın
Yaratıcılığınızı geliştirmek için dışarıdan geri bildirim almak çok önemli. Kendinizde görmediğiniz fırsatları ve engelleri başkaları fark edebilir. Bir fikri başkalarına gösterin, onların görüşlerini alın ve bu geri bildirimlerle süreci daha yaratıcı bir hale getirin. Tabi burada geri bildirimi kimden alacağınız da önemli. Gelişimize katkısı olmayacak, size bir öneriyle gelmeyecek birinden geri bildirim almak motivasyon kaybına da neden olabilir. Bu konuda güvenebileceğim kimse yok diyenler için daima buradayım.
…
Peki düşünmenin, odaklanmanın yolunu buldunuz, fikirler uçuştu ve ilham geldi diyelim. Şimdi ne yapacağız? Hemen elimize bir kağıt kalem alıp yazacağız, çizeceğiz ve duyacağız. Şirketim x alanda çok önemli bir işbirliğine imza attı. Bunu, alınmasınlar ama KOSGEB gibi duyurmak istemiyorum, insanların ilgisini çeksin ve merak etsinler istiyorum diyorsanız bir sonraki yazıda tam da bundan bahsedeceğim.
Sevgiler,
תגובות